türkiye’de kumar yargı yetkisi midir

Posted on April 24, 2024

Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu

TFF Disiplin Talimatı’na[109] göre belirlenen disiplin suçlarına uygulanacak disiplin cezaları da, 3813 sayılı kanunda belirtildiği şekildedir. Bu cezalardan ihtar cezası, disiplin kurullarının takdirine göre her suç ve ceza tipine, ayrıca belirtilmesine gerek olmaksızın uygulanabilir. 1936 yılında Ankara’da toplanan TİCİ Genel Kurulu, teşkilatın adını Türk Spor Kurumu’na çevirmiş, merkezini Ankara’ya taşımış ve kurumun doğrudan Cumhuriyet Halk Fırkası’na bağlanması için parti başkanlığına öneride bulunmuştur. Bu önerinin kabul edilmesiyle Türk sporu, 15 Nisan 1936 tarihinde siyasi bir partiye bağlanmıştır. Parti il başkanları aynı zamanda Kurum’un illerdeki temsilcileri olmuş, yurt sathındaki tüm sporcuların da Cumhuriyet Halk Fırkası’na üye olmaları istenmiştir. 29 Ekim 1936 günü Türkiye genelindeki tüm sporcular Türk ve parti bayraklarıyla resmi geçit yapmışlar ve törenlerle partiye üye olmuşlardır[42]. Ülkemizde ilk futbol ligi, İngiliz James Lafontaine tarafından “İstanbul Futbol Ligi” adıyla 1904 senesinde kurulmuştur[33]. Yukarıda sözü edilen dört takımın katıldığı ligde karşılaşmalar, günümüzde Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın bulunduğu yerde, o zamanki adıyla Papazın Çayırı’nda oynanmıştır.

Hâkimlik, savcılık ve idari görevler atanma suretiyle yapılabileceğinden, bir askeri mahkemede görevli hâkim veya savcının geçici görevlendirmeyle disiplin subaylığını yürütmesi mümkün değildir. Maddesine göre, refakatinde adli müşavir bulunan kıta komutanlığı veya askeri kurum amirliği teşkilatında kurulan disiplin mahkemelerinde, disiplin subaylığı görevinin adli müşavir veya yardımcıları tarafından yapılması kanuni bir zorunluluk olduğundan bunlar için ayrıca kararname çıkartılmaz[291]. 477 SK’da düzenlenen disiplin suçlarının disiplin mahkemelerinde kovuşturulmasında üç önemli süje etkin rol oynamaktadır. Bunlar; “disiplin subayı”, “teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutan” ve “disiplin mahkeme başkan ve üyeleri”dir. Disiplin kovuşturmasındaki etkileri nedeniyle bu süjelerin yetki ve görevlerinin ayrı ayrı incelenmesi sonucunda disiplin kovuşturmasının da özellikleri ortaya çıkacaktır. Maddesi uyarınca, birçok birlik ve kurumun bulunduğu kışlalarda kışla komutanı, en yüksek rütbeli komutandır. Kışla içinde emniyet ve disiplini sağlamak için kendisine hiyerarşik biçimde bağlı olmayan birlik ve kurum personeline de emir verebilir. Ancak kışla komutanlığının disiplin amirliği yetkisi bulunmamaktadır[285]. AsCK’da  şahsi hürriyeti tahdit eden cezalar[245] ağır hapis[246] ve hapis ve kısa hapis olarak sayılmış, kısa hapis cezaları da göz hapsi ve odda hapsi olarak belirlenmiştir. Subay, astsubay, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar hakkında,  dört haftaya kadar göz hapsi cezası verilebilmektedir. Erbaş ve erlerin 24 saat kışlada bulunmaları zorunluluğu zaten bu cezanın infazını imkansız kılmaktadır.

  • Memurlar görevlerini ancak ilgili mevzuatın öngördüğü ve imkân verdiği hal ve koşullarda bırakabilecektir.
  • Bu durumdaki öğrenciler, bu süre içinde resmi elbise giyemezler, ancak askeri öğrencilik statüleri devam eder.
  • JaponyaJapon hukukunda boşanma halinde kadın, erkeğin gelirinin yarısı kadar nafakaya hak kazanabilmektedir.
  • Eğer son gün resmi tatile rastlarsa süre tatili takip eden ilk günün mesai saati sonunda biter.

Maddesinde[231] ise Harp Okulu öğrencilerinin disiplin ve diğer nedenlerle hangi durumlarda okuldan çıkarılacakları düzenlenmiştir\. Oyun içi görevleri tamamla, ekstra ödüllerin kilidini aç. paribahis\. Siyasi ve ideolojik fiillerinden dolayı ilgili makamlarca aranmakta olan kişilerin Devlet memuru tarafından görev mahallinde giz­lenmesi disiplin suçu sayılmıştır. Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiiller 657 SK’nun 125. Çalışmanın niteliği itibariyle ayrıntıya girmeden 657 SK’nun 125. “Meslek kuruluşlarına, MSB’lığınca yayımlanan listede adı bulunmayan derneklere veya spor kulüplerinin faal üyeliklerine girenler 10 günden 2 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar” (477 SK m.60). Maddesinde, disiplin tecavüzü; “askeri terbiyeyi bozan ve hiçbir ceza kanununun maddelerine uymayan fiiller ve tekasüller” şeklinde tanımlanmıştır. 477 SK yürürlüğe girmeden önce askeri disiplin suçlarının tümü AsCK’da düzenlendiğinden, disiplin tecavüzünün tanımı yapılırken, “ceza kanunlarında düzenlenmeyen fiiller” olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca kurum düzenini bozan fiillerde disiplinin amirlerinin tarafsız olmaları da gerekmez. Önemli olan objektif, ölçülü ve mevzuata uygun bir disiplin cezası verilmesidir[339]. Maddesi uyarınca, disiplin amirleri tarafından rütbeli ve Devlet memurlarına verilen cezalar, cezanın kısaca sebep ve mahiyeti, ceza görenin kimliği ve cezasının uygulanma tarihi ile nihayet iki gün içinde bir derece üst amire yazı ile bildirilir. Sicil esas kayıt defterine geçilir ve dosyasına konulur. Disiplin amiri, aynı zamanda birliğinin disiplininden de sorumludur. Bu yüzden disiplinsizlik nedeniyle ceza vermese bile söz konusu kişiyi ikaz edebilir. Bazen bu tür bir ikaz disiplinin sağlanmasında disiplin cezasından da etkili olabilir[328]. Birinci Bölümde açıkladığımız üzere, ceza hukukunda kural olarak her suç oluşturan netice ayrı ayrı cezalandırılır. Ancak “suçların içtimaı” olarak adlandırılan bazı durumlarda bu ilkeye istisna getirilmiş, birden çok suç oluşturan neticeye rağmen failin bunlardan sadece birisi yönünden cezalandırılması kabul edilmiştir. Maddesine göre, işlediği bir fiil ile birden farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.

Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir. MADDE 71 – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar, bundan istisna edilemez. Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır.

Bu ölçütler,  Sınırlamanın bir kanun ile düzenlenmiş olması gerekir. Sınırlama demokratik bir toplum için gerekli olmalıdır. 03 Mayıs tarihinde yürürlüğe giren 13 no’lu protokol ise tüm hallerde (savaş hali de dahil olmak üzere) ölüm cezasının kaldırıldığına dair sözleşmedir. Sözleşmenin giriş kısmında demokratik bir toplumda herkesin yaşam hakkının temel bir değer olduğu, ölüm cezasının kaldırılmasının bu hakkın korunmasında ve tüm insanların sahip olduğu onurun tam olarak tanınmasında büyük önem taşıdığı belirtilerek 1. Maddesinde ölüm cezasının kaldırıldığı hiç kimsenin bu cezaya çarptırılamayacağı ve idam edilemeyeceği belirtilmiş, 2. Maddesinde, Milli Savunma Bakanı tarafından verilebilen uyarma ve kınama disiplin cezalarının kesin olduğu belirtilmiş, bu cezalara karşı bir idari başvuru yolu düzenlenmemiştir. Askeri öğrenciler[420] disiplin tecavüzleri ve disiplin suçları bakımından AsCK’na tabi olup diğer asker kişiler hakkındaki usuller uygulanır.

Halifenin seçimle gelmesi, iktidarını milletten alması ve hukukun çizdiği sınırları aştığı takdirde yine millet tarafından azledilebilmesi monarşiye uymamaktadır. Gerçi seçimli monarşiler varsa da bunlar daha ziyade geçici uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Asıl olan hükümranlığın veraset usulüne bağlı olarak intikal etmesidir. Üstelik seçimli monarşilerde monarkın hukuku çiğnediğinde azledilmesi kuralı yoktur. O halde İslâm devleti Batılı anlamda bir monarşi değildir. Halifenin müslüman toplum tarafından seçilmesi ve denetlenmesi demokrasiye uymakta ise de İslâm devletinde halkın her istediğini yapma yetkisi, meselâ İslâm hukukunun genel esaslarına aykırı bir kanun çıkarma veya yürürlükteki hukukun bir kuralını kaldırma yetkisi yoktur. Sonuç olarak İslâm devlet düzeninin, monarşiye ve demokrasiye benzer yönleri bulunmakla birlikte, kendine has (sui generis) bir düzen olduğunu kabul etmek isabetli bir görüş olarak görünmektedir. İslâm âlimleri fâsık halifeye karşı direnme hakkının mevcut olduğu noktasında tam bir görüş birliği içindedirler. Peygamber’in meşrû olmayan konularda kimseye itaat edilemeyeceğini bildiren hadisi (Müslim, “İmâre”, 39; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 87; Nesâî, “Beyʿat”, 34; Müsned, I, 129, 131), bu konudaki genel prensibi ortaya koymaktadır. Meselenin önemli yanı, halifenin fâsık olduğunun nasıl belirleneceği ve bir direnme söz konusu olduğunda bu hakkın nasıl kullanılacağı, direnmenin halifenin azline kadar varıp varmayacağı, varacaksa hangi yolla azledileceği, silâhlı bir direnmenin meşrû veya vâcip olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Fıkıh ve kelâm âlimlerinin konu ile ilgili ictihadlarının büyük bir çeşitlilik arzettiğini belirtmek gerekir.

Askerlik hizmetinin kendine özgü yapısı nedeniyle disiplin anlayışı daha katıdır. Normal şartlarda sivillere uygulanamayacak disiplin cezalarının askerler için uygulanabilmesi, Anayasa Mahkemesi ve AİHM tarafından da kabul edilmektedir. Bu ihtiyaç askerlerin gerektiğinde yaşam hakkından feragat etmek durumuyla karşı karşıya kalmalarından kaynaklanmaktadır. Disiplin cezasının tesisinde savunma hakkının tanınmamasının esaslı ve kurucu bir şekil şartı olup, hiç şüphe yok ki yasal metinlerde yer almasa bile, gerek ülkemizde, gerekse evrensel öğretide ve uygulamada savunma hakkı hukukun temel ilkelerinden kabul edilmektedir [869]. Bununla birlikte, Anayasanın 129/3 ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 175. Maddeleri hükmü ile savunma hakkına pozitif hukukta da yer verilmiş bulunmaktadır. Kanaatimizce somut uyuşmazlıkta yetki ve fonksiyon gaspı bulunduğu söylenemez. Amirin aynı cinsten olmakla beraber miktar olarak haddi aşan disiplin cezası vermesi konu yönünden yetki tecavüzü oluşturur.

Maddesinde yapılan değişiklikten sonra dahi disiplin amirlerince idari kararla oda hapsi disiplin cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Maddesinde düzenlenen Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına, Anayasanın 19 uncu maddesinde[562], de yer verilmesine ve kişi özgürlüğünün ancak mahkeme kararıyla sınırlanabileceğinin belirtilmesine yine Anayasanın 38. Maddesinde[563] İdarenin kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamayacağı ifade edildikten sonra, Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebileceğinin aynı şekilde bir Anayasa hükmü ile düzenlenmiş olmasıdır. Her ne kadar  idari kararla kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran kural bir Anayasa hükmü olmasa da sınırlamaya bizzat Anayasa kendisi izin verdiğinden ve bu husus da Anayasada açıkça belirtildiğinden artık çatışmayı Anayasa – Sözleşme çatışması olarak kabul etmek gerekir. Maddesindeki “….Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.”  hükmünü anlamsız ve uygulanamaz hale getirmek olacaktır.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *